Şiirimizin Unutulmaz 5 İsmi

siirimizin-unutulmaz-5-ismi
  • Şiir
  • 11.12.2017 17:52:55
  • 0 Yorum
  • 688

Nâzım Hikmet

“vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, 
                            ben vatan hainiyim. 
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: 
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”

Hayatında eserleri kadar davaları ve sürgün yılları da büyük önem arz eden Nâzım Hikmet hakkında o kadar çok dava açılır ki belki de bu sebeple birçoğu Nazım'ı "romantik devrimci" diye tanımlar. Ama şiirleri, oyunları ve romanlarının yanı sıra akıldan çıkmayan ve onu en iyi tanımlayan ifade “Mavi Gözlü Dev” dir.

Cem Karaca, Fuat Saka, Ezginin Günlüğü, Zülfü Livaneli gibi sanatçı ve gruplar tarafından bestelenir şiirleri. Hatta "Nikbinlik" şiiri bestelenmekle kalmaz “Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler göreceğiz…” dizesi dergilere motto olur.

Cemal Süreya 

“Senin bir havan var beni asıl saran o 
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak”

Osman Mazlum, Ali Fakir, Dr. Suat Hüseyin, Hasan Basri, Cemasef, Charles Suares, Suna Gün, Ali Hakir, Hüseyin Karayazı, Adil Fırat, Genco Gümrah, Ahmet Gürsu, Birsen Sağanak... 59 yıllık yaşamına birçok takma ad ve birbirinden güzel eserler sığdırır şair. Bunca ismin yanında soyadının da bir hikâyesi vardır. Üvey kızı Gonca Uslu'nun aktardığına göre iddiaya girmeyi çok seven şair, arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine iddiaya girmiş, kaybederse soyadındaki "y" harfinden birini sildireceğini söylemiş. İddiayı kaybetmiş ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirmiştir.

Müfettişlik, darphane müdürlüğü, danışma kurulu üyeliği, editörlük, çevirmenlik gibi geçinmek için birçok işte çalışır. Bunların yanında ara verse de uzun yıllar Papirüs dergisini çıkarır. İkinci Yeni hareketinin önde gelen şairlerinden olmasına rağmen günümüzde daha çok Tomris'e olan aşkı ile konuşuluyor.

Edip Cansever

“Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri.”

Kartvizitini görenler vardır muhakkak, Kapalıçarşı'da turistik eşya ve halı ticareti ile uğraşır. 1976’ya kadar ticaret ve edebiyat hayatında beraber yer etse de 1976’dan sonra yalnızca şiirle uğraşır. Günümüzde okurlar onu da Tomris’e olan aşkından ya da duvar yazılarından tanısa da unutulmaz birçok eseri var.

?İkinci Yeni'nin en güzel şiirlerini ortaya koyan Cansever, 17-18 yaşlarındayken komşuları Nigar Hanım'ın kardeşi Ahmet Hamdi Tanpınar'a ilk şiirlerini göstermeyle başlar yolculuğuna. 1953'te Nokta dergisini çıkarır, genç şair ve yazarlarla tanışma fırsatı bulur. Ardından yayımladığı kitaplarıyla da kendisine özgü bir şiir evreni kurar. Sürekli yazması ve ilgileri üzerinde tutması belki de en dikkat çekici yönüydü. Bodrum’da tatildeyken beyin kanaması geçirir, tedavi için getirildiği İstanbul’da 28 Mayıs 1986’da yaşamını yitirir.

Turgut Uyar

“Hüzünlü bir çocuktum. Nedense hep ağlamaya hazır.
Ağabeyim bana sataştıkça annem “Yapma oğlum” derdi ona, “O içli bir çocuk…”

Subay olan babasının ailesinden uzakta yaşamak zorunda kalması sebebiyle bir yanı eksik kalan Turgut Uyar, biraz daha hüzünlü bir çocuk olarak büyür. İlk şiiri 1947'de Yenigün dergisinde yayımlanır. Bundan hemen iki sene sonra hece ölçüsüyle yazdığı ilk kitabı Arz-ı Hal çıkar. İkinci Yeni akımının öncüleri arasında kalan Uyar'ın belki de en çok bilinen şiiri Göğe Bakma Durağı’dır. Okur tarafından benimsenir, filmlerde, şarkılarda yer eder dizeleri...

Tomris ile olan aşkları, evliliği uzun yıllardır anlatılır. Toplumsal konulara ve bireyin iç dünyasına yönelir şiirlerinde, özellikle yaşamının son dönemlerinde sınıfsal mücadeleyi konu edinir. Alkol tüketimi siroza yol açınca zor günler başlar Uyar için ve şair 22 Ağustos 1985'te yaşama veda eder.

Nilgün Marmara

"Ey, yüzleri

bir babakuş gölgesine

çakılmış olanlar,

Üzgün adım, ileri marş!"

İstanbul'da doğup büyüyen Nilgün Marmara , Boğaziçi Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde eğitim alır. Sylvia Plath üzerine uzun süre incelemeler yapan ve bu konudan tez çıkaracak kadar etkilenen Marmara'nın bu çalışması Türkçe'de "Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi" olarak yayımlanır. Çeşitli dergilerde yazan Marmara, 13 Ekim 1987'de 29 yaşındayken o zamanın şair ve yazarlarının toplanma mekânı olan Kızıltoprak’taki evinin penceresinden atlayarak intihar eder. Slyvia’nın da 30 yaşındayken intihar etmesi sebebiyle uzun zaman intiharları birbirine benzetilir. 

Vasiyeti üzerine Daktiloya Çekilmiş Şiirler ve Metinler adlı kitapları eşi Kağan Önal tarafından bastırılır, o dönem oldukça tartışma yaratan Kırmızı Kahverengi Defter’i ise Gülseni İnal tarafından hazırlanıp yayımlanır.

- Osman Palabıyık

Yorum Yap

Yorumlar