Dünya Felsefe tarihinin ve İdeal Devlet anlayışının atalarından birisi olan Platon(Eflatun), hayatı boyunca siyaset felsefesi üzrine çalışmalarını sürdürmüş ve bu alana hatırı sayılır katkılarda bulunmuştur. Hocası Sokrates'ten felsefe ve insan arasındaki bağı iyi öğrenmiş ve insan topluluklarının en fazla bulunduğu Polis'lere yönelmiştir. İyi bir insandan ancak iyi bir siyasal örgütlenmenin varlığı koşulu altında söz edilebileceği düşüncesiyle hareket ederek öncelikle yapılması gerekenin iyi bir toplumun inşası olduğuna inanmış ve bunun için gerekenin de iyi bir Devlet'in gerektiğinin altını çizmiştir. Bu doğrultudaki ilerlemesinin ilk temellerinin atıldığı yirmili yaşlarının başında büyük filozof Sokrates ile tanışmış ve hocasının ölümüne dek yanında bulunmuştur. İlerleyen yıllarda da Atina'da Akademia adında bir okul kurmuştur.
Platon toplumun yada Devlet'in insanların arzularına bağlı olmadığını, tamamen doğal bir oluşum olarak karşımıza çıktığını savunur. İnsanlar farklılık gösterir ve insan ruhu üç ayrı bölümden oluşur. Bunlar; maddi istekleri veya iştahsal arzuları fazla olan bölüm, soylu istek ya da milliyetçilik arzusu fazla olan bölüm ve bilgelik isteği ağır basan veya ussal bölümdür. Her insanda bu üç bölüm vardır ancak sadece birisi baskındır. Platon'a göre toplum üç sınıftan oluşur. Bunlar; üreticiler, koruyucular ve yöneticilerdir. Ona göre ruhlarında maddi istekler hakim olan kişiler Üreticiler kısmında yer alır ve bu kişilerin erdemi ölçülülüktür. Koruyucu sınıfında bulunan insanların ruh yapılarında şan, şöhret ve onur gibi olgular hakimdir ve bu insanların erdemi yiğitliktir. Yine Platon'a göre Hiyerarşik anlamda en üstte bulunan sınıf Yöneticiler sınıfıdır. Bu kişilerin ruhlarında akıl başlıca hakim özelliktir. Bu sınıftaki insanlar bilgiyi esas aldıkları için erdemleri de bilgeliktir. Eğer bir toplumdaki sistem bu şekilde olur ve herkes görevini layıkıyla yerine getirirse adil bir Devlet anlayışı hakim olur ve İdeal Devlet anlayışı sağlam temellere dayanmış olur. Platon Demokrasi'den nefret etmesiyle ünlüdür. Demokrasi görünüşte eşitlik esasına dayansa da gerçekte adil bir devlet anlayışı değildir. Ona göre en iyi devlet yönetim şekli Monarşi'dir.